SİHİR, BÜYÜ, MEDİTASYON ,EBCED HESABI, VEFK, TILSIM, SPÜRÜTÜAL ENERJİ, BİOENERJİ



Son yıllarda artış gösteren tılsım, büyü, biyoenerji, kabala, ebced, sayılarla dua, sayılarla Esmaül Hüsna, vefk gibi konuları ihtiva eden sosyal medya sayfaları ve kitaplar, Müslüman insanların imanını tehlikeye atmak üzere. Bu işlerle uğraşanların ve merak saranların oranı çok tehlikeli boyutlara varmış durumda.

Her şeyden önce ebced hesabı, vefk, tılsım gibi metafizik alana ait işler ehil insanlarca yapılmalıdır. Rasulullah Aleyhisselam ve sahabe-i kiramın tevessül etmediği batıl işler her zaman tehlikelidir; insanların kolay yoldan bir şeyler elde etmek istemeleri, yorulmadan, varmak istedikleri hedeflere hemen varmak için çek bir esma şu sayıda olsun şu sureyi, ayeti, şu kadar oku, dileğin yerine gelsin takıntıları ve telkinleri, havalarda uçuşan sayılar, tılsımlı yüzükler, kolyeler, bileklikler, şifa dağıtmalar, bilen bilmeyen herkesin bu hususta yorum yapması, sayılarla zikir dağıtması, spiritüel enerji adı altında bir takım sihir, büyü işleri ,meditasyon ve yoga eğitimleri,  yanlış ellerde dolaşıp ve ehil olmayan kişilerce telkin edilmesi, sihir veya büyü gibidir; bu işler sosyal medya sayfalarını takip etmekle,birkaç  abuk sabuk kitap okumakla da halledilecek işler değildir.

Özellikle sosyal medyada fazlaca karşımıza çıkan medyum, sihir, büyü sayfalarına bakınca İslam dışı dinlere mensup olanların ritüellerini görmek hiç de zor değil. Misal kadın bikinili halinin fotosunu koyup altıda Esmaül Hüsna'dan sayılar vererek zikir dağıtıyor ve kitaplar yazıyor; adam yüzündeki sakala güvenerek bir takım medyumluk ve büyü işlerini Kur'an'a mal ederek oradan müşteri ve mürid  topluyor, zikir dağıtıyor, işin acı tarafı insanlar bunlara rağbet gösterip tabi oluyorlar. İnsanlar, bu kitapları (!) kim yazmış, bu bilgiyi nereden almış, neye göre bu sayıları dağıtıyor diye sorgulamıyor bile. Bunda muhakkak ki dini bilgilerin zayıflığı, eksikliği veya hiç olmamasının yanında insanların kolay yoldan hedeflerine varma arzusu yatıyor. Haşa Allah Teala, hiçbirimizin dua memuru değil; dua ettiğimiz anda, şu kadar Esma'yı çektiğinde ya da şu sureyi , şu ayeti şu kadar okuduğunda muhakkak isteğin olacak, arzu ettiğin her şeye kavuşacaksın diye bir şey söz konusu değil. Dua bir kulluktur ve ubudiyetin iliği, kemiğidir. Biz İlla bir karşılık bulacağız diye dua etmeyiz ; kulluk gereği bunu yaparız bu bir ibadettir ve acziyetin  ve zayıflığın ilandır.

 Allah bizim her türlü halimizi bilmektedir ; hiçbir zaman sihire, büyüye, bir takım enerjilere, meditasyonlara, yönlendirmelere, sayılara, onun lütfunu, keremini ve ihsanını, yardımını ve korumasını hapsedemeyiz.

Bu tip işlerle uğraşan şahısların hesabına bakınca gördük ki bazıları bileklerinin, ellerinin içine çeşitli sayılar yazarak dilek tutuyorlar veya tutturuyorlar; üç beş vakte kadar şunu yaparsan, şu kadar sayı okursan, şunları şunları zihninden geçirirsen dileğin gerçek olacak diye bir takım ritüeller dağıtıyorlar. Bazı medyum sayfaları aşık etme, geri getirme, bağlama, ayırma büyüleri için Kur'an sayfalarını açık hale getirip yanında mum, tütsü gibi bir takım şeyler yakarak kendilerine eleman toplayıp müşteri çekiyorlar.

Bu minvalde bu sayfalarda yüzlerce yorum görmek mümkün. Evet Kur'an bir şifa kaynağıdır buna iman ederiz lakin bu unutulmuş vaziyette insanlar bu tip sihir, büyü, medyum sayfalarına bir takım sayılı rituellere bel bağlamış duruma geliyorlar;  neidüğü belirsiz, dini eğitim ve terbiyeden yoksun adamlar, kadınlar etrafına binlerce mürit topluyorlar, tuhaf ayinler, ritüeller yaptırıyorlar.

 Ebced hesabı diye bir ilim var fakat bunu sadece ehil olanlar bilip hesaplayabilirler. İnsanlar kafasına göre bu ilmin bilgisini uygulayamazlar.

 Bir bakıyorsunuz bilip bilmeyen ehil olup olmayan çoğu kişi, şu Esma'yı şu kadar, şu ayeti, şu sureyi bu kadar oku diye dağıtım yapıyorlar sanki haşa Alalh tela ile pazarlığa girişiyorlar. Sanki,

"Ben bu kadar okuyorum, sen de bu kadar ver" deyip kulluğun temeli olan duayı bir çıkar kapısı haline getiriyorlar.

Ebced hesabı vakıası Osmanlı döneminde o kadar cılkı çıkarılıp Ehil olmayanların eline düşüyor ki zaman sonra ehil olmayanların bununla ilgilenmesi yasaklanıyor.

 Topkapı Sarayı'nda padişahların içlerine giydikleri gömleklerde bir takım tılsımların yazılı olduğunu görenler çoktur.  Bunları ise bu işin  ilmini bilen insanlar ancak yapabilir. Rasulullah Aleyhisselam şöyle buyurmuştur: “İçerisinde sihre ya da küfre ihtimali bulunan anlaşılmaz sözleri okuyarak (hasta) tedavi etmek, muska takmak ve sevgi ilacı yapmak şirktir." (Ebu Davud, Tıb, 17)

Burada aslolan haşa Allahı devreden çıkararak böyle şeylerden medet ummaktır. Muskadan medet umma, onu koruyucu olarak algılama, Allah’tan beklenilecek şeyleri muskadan bekleme gibi olumsuzluklara sebep olacaksa muska kullanılması caiz değildir.

Hal böyleyken bu alelade  insanlar neye göre tılsımlı yüzükler, kolyeler, muskalar yapıp bir de satışa çıkarıyorlar.  Bunlar tıpkı yasaklanmış nazar boncuğuvari şeylerdir. Çünkü insanlar bunlara bir değer ve kutsiyet atfedip zaman sonra bunlara bağımlı hale geliyorlar. İyiyi de kötüyü de bu tip malzemelerden, tılsımardan ya da sayılardan bilmeye başlıyorlar ve giderek batıl inançlarına çimento yapıyorlar.

 Bidat dine sonradan sokulmuş her şeydir; bazıları kendi bidatini hoş gösterme adına bidatı hasene diye bir şey çıkarmışlar. Resulullah Aleyhisselam'ın uygulamadığı bir şeyi biz nasıl yapabiliriz ya da bunları bize dikte etmeye kimin hakkı vardır?

 Bu tip sayı ile Esmalar, dualar, ayetler, ritüeller, ayinler dağıtanlar sağlam itikada sahip olmayan, hatta bazıları farklı dinlere mensup olup İslami sembolleri kendi çıkarlarına alet eden şahıslardır. Rasul size her neyi verdiyse onu alın. Ve size her neyi yasakladıysa ondan vazgeçin.” (Haşr /7) diye emreden  bir kitabımız varken nasıl olur da hiçbir manevi yönünü bilmediğimiz, imanına şahit olmadığımız, hatta alnının secdeye dahi gidip gitmediğini bilmediğimiz ehli kıble olup olmadığına dair ufak bir bilgimizin olmadığı sosyal medya medyumlarına, üfürükçülerine , sihirbazlarına, bikinili kadınlara, cinci şahıslara güvenip onların dağıttığı sayılara, ayin ve ritüellere inanıp onların yazdığı kitapların peşinden gidebiliyoruz?

Müminler bir şeye inanıp uygulamadan önce Rasulullah Aleyhisselam bunu yaptı mı yapmadı mı diye kalbine ve vicdanına sorması ve  ondan sonra bir işi yapmak için adım atması gerekir.

 Bu sayılı okumaları, tesbihleri, zikirleri, manevi önderler belirlememişse sıradan alelade medyum ve ortalık hocalarının (!)  belirlemesi ile nasıl bunların arkasından gideriz?

 Bu sayıları  büyü ve sihir niyetiyle de dağıtıyor, veriyor, telkin ediyor olabilirler.  iyi bir şeye ulaşacağım zannıyla çok büyük günahlara girilebilir.

 Rasulullah aleyhisselam birkaç  tesbih, dua ve ayet dışında asla sayılarla zikir, esma ve sure dağıtmamıştır.

Bioenerji konusu ise manevi bir tıp sahasıdır ki bunu da ehil olanlar yapmalıdır. Yoksa her önüne gelen bu hususta bende böyle bir yetenek var veya ben eğitim aldım, şifa dağıtıyorum vehmine kapılarak hatalı düşüncelere sebebiyet verip birtakım manevi hallerin kendinde baş gösterdiği zannına kapılabilir. Biyoenerji yöntemi ile tedavi de bir tür vehbi yani Allah tarafından hediye edilmiş bir ilimdir. Bu minvalde yapılan seminer, seans, telkin vb şeylerle  metafizik aleme ait hususlar öğrenilemez. Kalp gözü açık tabiri herkes için kullanılamaz; bazı ilimler herkese verilmez; herkes eliyle enerji ile şifa dağıtamaz.

 Meditasyon, yoga gibi işler İslam'a aykırı şeylerdir; bunlara zaman ayıran ve bunlarda şifa arayan bunlardan medet umanlar Resulullah'a as. indirilen kitaba iman etmemişlerdir.Bu işlerle fazla haşır neşir olmak insanı zamanla batıl, yanlış ve din dışı işlere sevkeder; zaten büyü, sihir medyumluk, büyücülük İslam dışı haram olan şeylerdir; bunları Kur'an'ın sure ve ayetlerini kullanarak yapmak yanlışı meşru kılmaz; bu tip şeylerle çok uğraşmak metafizik varlıkların yani cinlerin, şeytanların tasallutuna kapı açar. Mü’min olarak bize düşen sürekli Kur'an ile hemhal olmak, Resulullah Aleyhisselam'ın öğrettiği dualarla Allah'tan yardım dilemek, istiâze etmek, ona sığınmak, ondan medet ummaktır. Bunların dışında olan her şey ve herkes batıldır ve tehlikelidir. Hafizanallah  insanı birçok dönülmez yola sevk edip günahlara sürükleyebilirler.

Bu konuların her biri ayrı bir makale konusu olacak kadar geniş şimdilik uyarı ağırlıklı bu yazıyla iktifa edelim. Allah Teala bizleri yanlışa düşmekten, şer ve şerirlerden, dalaletten muhafaza buyursun. Amin

 

Zübeyde Meryem Şakar /İlahiyatçı –Yazar

Yorumlar




  1. Bukadar güzel anlatılamaz. Birde Peygamber Efendimizin dualarını da yazarsan sevinirim .

    YanıtlaSil
  2. Amin..Allah razı olsun hocam

    YanıtlaSil
  3. Amin..Allah razı olsun hocam

    YanıtlaSil
  4. İlminize kuvvet Hocam 😊

    YanıtlaSil
  5. "Müminler bir şeye inanıp uygulamadan önce Rasulullah Aleyhisselam bunu yaptı mı yapmadı mı diye kalbine ve vicdanına sorması ve ondan sonra bir işi yapmak için adım atması gerekir."

    YanıtlaSil
  6. Çok doğru tespitler Allah razı olsun.

    Afganistan'da linç edilen Ferhunde Melikzade sizin de yazdığınız gibi din tüccarlarına iliştiği için linç edildi.

    YanıtlaSil
  7. Cok guzel
    Bir yazi olmus Hocam.Allah razi olsun.Ortalik bilincalti temizlikcilerijden enerji ve cakra tedavicilerden gecikmiyor,cahilliye adetlerine geri donduk asil mem’ba larimizi unutunca.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSLAM’A GÖRE KAŞ ALMAK , ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK, DÖVME YAPTIRMAK, YAPAY SAÇ VE PERUK TAKMAK, SAÇ EKTİRMEK, DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK, LAZER EPİLASYON YAPTIRMAK, PROTEZ TIRNAK KULLANMAK, ÇATLAKLARI GİDERMEK

Ensest (Aile İçi Sapık) İlişkiler ! Zübeyde Meryem Şakar

HZ. YUSUF (as) EFENDİMİZ VE ZÜLEYHA EVLENDİ Mİ , ZÜLEYHA TEVBE ETTİ Mİ ?