İSLAM’A GÖRE KAŞ ALMAK , ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK, DÖVME YAPTIRMAK, YAPAY SAÇ VE PERUK TAKMAK, SAÇ EKTİRMEK, DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK, LAZER EPİLASYON YAPTIRMAK, PROTEZ TIRNAK KULLANMAK, ÇATLAKLARI GİDERMEK
Allah cc insanoğlunu ahsen-i takvim
suretinde yaratmıştır. Bütün canlılar içinde en güzel ve kamil varlık insandır.
Ve insanoğlunu birbirine imtihan vesilesi kılmış karşı cinsleri birbirine
cazibedar hale getirmiştir. Bu cazibenin önüne geçmek için kadına da erkeğe de
tesüttürü emretmiştir. Yaratılan şeyleri değiştirmeyi de haram kılmıştır.
İnsanoğlunun en büyük düşmanı ıslah edemediği nefsi ve şeytan-ı racimdir.
Rasullah aleyhisselam bize ne
vermişse onu almak farzdır. Nitekim ayette şöyle buyruldu;
Evlerinizde oturun ve daha önce
Câhiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı güzelce kılın, zekâtı
verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Ey peygamber ailesi! Allah’ın istediği,
sizden kirliliği gidermek ve sizi tertemiz kılmaktan ibarettir. (Ahzab 33)
Şeytanın insanı yoldan çıkarmak için şöyle yemin ettiği Nisa Suresi 118-119.
Ayetlerde bize gelmiştir ;
O şeytan ki: "Ya Rabbi, Senin
kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları
birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını
emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler." dedi. Her kim
Allah'ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir.
Yani onlara emredeceğim,
Allah’ın en şerefli yaratıkları insanların yaşaması için ortaya
koyduğu dininin, aslında değiştirilemez kurallarını
değiştirmeye zorlayacaklar. Böylece, fıtrat kanunlarını çiğnemeye,
varlıklara yüklenen temel özellik ve onların asli fonksiyonlarını bozmaya
uğraşacaklar. Sözgelimi, kadını erkeğe, erkeği kadına benzetecekler; doğal
yöneliş ve içgüdüleri saptıracak, yetenekleri ve organları yaratılış
gayelerinin dışında kullanıp çarpık ilişkilere girecekler. Hatta gece ve gündüz
dahil her şeyi yaratılış gayesinin dışına
çıkarmaya çalışacaklar. Sonunda yaratılış kanunlarına aykırı bir
hayat tarzı ortaya koyacak, kendi dünyalarında Allah’ın istediği yaşama şekli
olan dinini değiştirmiş olacaklar. Oysa ki:
Kim Allah’ı bırakır da kendisine şeytanı bir rehber ve dost edinecek
olursa, apaçık zarara uğramış demektir!
Burada şeytanın diğer özellikleri ve
insanlara etkileri açıklanmaktadır:
a) Şeytan Allah tarafından
lânetlenmiş, huzurundan kovulmuş ve rahmetinden mahrum kılınmıştır.
b) O bütün insanları değil, ancak
belli bir kısmını etki altına alabilecektir. Allah Teâlâ şeytana, kullarını
saptırmak için çabalama hürriyeti vermiştir. Ancak onun, kullar üzerinde
cebredici bir etkisi yoktur. Rabbine samimiyetle kulluk eden müminlerin
şeytandan yana bir korkuları olamaz (Hicr 15/40; Sâd 38/83).
c) Şeytan, imanı zayıf, ibadeti
eksik, bu sebeple aklı ve iradesi yalnız, desteksiz ve zayıf kalmış insanları
doğrudan, iyiden, haktan saptırmaya çalışır, onları olmayacak kuruntularla,
tatlı hayallerle oyalar, aldatır; iyi davranışlardan, faydalı uğraşlardan
alıkoyar.
d) Şeytanın insanlara yaptırdığı
yanlışların en önemlileri iki örnekle anlatılmıştır: 1. Puta adanan devenin
gözünü kulağını yarmak. Bu örnek bütün akıl ve ilim dışı kabullere ve
hurafelere işaret etmektedir.
2. Allah’ın yaratış düzenini
değiştirmek. Bu örnek de fıtrata ve selim tabiata aykırı sapmalara dikkat
çekmektedir.
İbn Âşûr bu münasebetle kadınların ve
erkeklerin vücutlarında yaptıkları bazı değiştirme, güzelleştirme ve
düzeltmeleri değerlendirerek şu sonuca varmıştır: Sünnet olmak, belli
yerlerdeki kılları almak ve gidermek, tıraş olmak, tırnak kesmek, küpe takmak
için kulağı delmek gibi İslâm’ın izin verdiği, hatta teşvik ettiği
güzelleştirme ve düzeltmeler “yaratılış düzenini değiştirme” mânası taşımaz.
Bunlar temizlik, kolaylık ve güzellik sağlayan, tabii ve fıtrî güzelliğin
ortaya çıkmasını temin eden işlemlerdir. Kaş aldırma, saç taktırma, dişleri
düzeltme konusunda rivayet edilen ve “sertlik ve ağır ceza tehdidi taşıyan”
hadisler yalnızca bu küçük şeylere yönelik olmamalıdır. Bu tür uygulamalar ya o
zaman iffetsiz kadınların veya müşriklerin özellikleri idi ya da şeytanın
tesiri bulunan, şeytanî maksatlarla sergilenen davranışlardı (V, 205-206).
KAŞ ALMAK
Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek
için ve onun izni ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık
tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması,
kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz
olup, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz
kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir.
Malikiler ve bir grup alim ise, bunu yaratılışı değiştirme
olarak değerlendirdiğinden hiçbir şekilde caiz görmemekte veya mekruh
saymaktadır.
Kaşlarını cımbız veya başka bir
âletle alanlar, yüzlerine güzellik vermek için yanaklarını çizerek Allah’ın
kendilerine verdiği şekli değiştirenler lânetlenmiştir.) [Buharî]
"Allah yüz tüylerini yolan ve
yolduran kadına lanet etsin." (Buhari, 'Libas', 84; Müslim, 'Libas', 120)
İbn-i Âbidin, sakal ve bıyığın
kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple (eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab)
olacağını beyan etmiştir! Bu kılları gidermenin en uygun yolu tıraş olmak
değil, ağda, pudra veya benzeri tıbbî şeylerle yolmaktır. (Kadın İlmihali,
Mürşide Uysal, s. 370)
Normal kadın kaşının bir şekli
(normal sayılan şekilleri) vardır. Bunların dışına çıkan, göze sakil (çirkin)
gelen, sahibini çirkin gösteren ve bu yüzden onu rahatsız eden fazla kıllar
alınabilir. Normal kaşları, modaya uyarak inceltmek, yerlerini değiştirmek...
caiz görülmemiştir. (Prof. Dr. Hayreddin Karaman)
Hadiste yasaklanan kıl koparmayı,
herhangi bir hastalık veya illet sebebiyle kadının yüzünde sonradan biten ve
yüzünü çirkinleştiren yüz kıllarını (sakal, bıyık kılları) koparma değil de,
başkalarına güzel görünmek maksadıyla kaşları inceltmek veya yukarı kaldırmak
için kaş kıllarını yolmak, tamamen traş ederek şeklini değiştirmek ve
yenilemek, almak olarak anlamak daha doğrudur.
PERUK VEYA YAPAY SAÇLAR TAKMAK
Kadının biri; -Ya Resulallah, evli
kızımın hastalık sebebiyle saçları döküldü. İğreti bir saç (peruk) takmam uygun
mudur? diye sorunca, Resulullah efendimiz;
Hak teâlâ, iğreti saç takanı ve
taktıranı lânetlemiştir. buyurdu. (Müslim)
"İğreti saç takana da, taktırana
da, bedene dövme yapana da, yaptırana da Allah lânet etsin!" [Buhârî, Libas 86, Tıbb 36;
Müslim, Libas 119, (2124); Nesâî, Zinet 25, (8, 148)].
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) dedi
ki: "İğreti saç takan, taktıran; kaşları incelten, kaşlarını incelttiren,
dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir." (Ebû Dâvud,
Tereccül 5, (4170).
Kadının, insan saçını, kendi saçı
arasına örerek birleştirmeyip de, kendi saçına iplikle, bez şeritle
bağlamasının ve hayvan kılları eklemenin haram olmadığı İbni Âbidin’de, Hadika’da
ve Fetava-i kübra’da yazılıdır. İnsan ve hayvan kılından ve naylon gibi
ipliklerden yapılmış olan, peruk denilen takma saçları kullanmanın
caiz olduğu anlaşılıyorsa da, ihtiyaç ile ziyneti birbirine karıştırmamalı.
İhtiyaç için caiz olan şeyi, süs, gösteriş için takmak caiz değildir. Erkekler
arasında başını açmak zarureti olduğu zaman, kadının başını ve kendi saçlarını
perukla örtmesi caiz ve lazım olur. Zaruret olunca, avret yerlerini mümkün olan
her şeyle örtmek gerekir. Günahı yalnız saçını vermiş olana ve bakanadır. Peruk
takarak sokağa çıkmak, zaruret olmadan caiz değildir; çünkü kadınların
yabancılara süslenmeleri haramdır. (Saadet-i Ebediyye)
Hz. Peygamberin (s.a.s.) saç eklemeyi
ve ekletmeyi yasakladığı yönündeki rivayetler sahih kaynaklarımızda yer
almaktadır (Buhârî, Libâs, 83; Müslim, Libâs, 33). Konuyla ilgili hadisleri
değerlendiren İslam âlimleri, bir kimsenin, saçına başkasının saçını eklemesini
veya başkasının saçından imal edilen peruğu takmasını caiz görmemişlerdir.
Çünkü bu gibi işlemlerde saygın olan insanın bir parçası kullanılmaktadır ki;
bu, zorunlu hâller dışında caiz değildir. Ancak insan saçı dışında ipek, iplik,
yün ve benzeri maddelerden yapılmış peruğun takılmasını, fakihlerin çoğunluğu
caiz görmektedir (Kâsânî, Bedâi’, V, 125 v.d.; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 107;
İbn Nüceym, el-Bahr, VI, 133).
SAÇ EKTİRMEK
Cerrahi operasyon olarak
yapılan saç ekimi, kişinin kendi saçının alınması
ve saç kaybına uğrayan bölgeye nakledilmesi şeklinde olduğu için,
başkasının saçı eklenmediği ve başka bir insanın parçası
kullanılmadığı için caizdir. Ayrıca temiz bir maddeden- domuz kılı veya haram
olan bir maddeden olmadığı sürece- yine başka saç ekimleri de caiz görülmüştür.
Önemli olan ilk yaratılış halinin dışına çıkılmamasıdır.
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) saç
eklemeyi ve ekletmeyi yasakladığı yönündeki rivayetler sahih kaynaklarımızda
yer almaktadır (Buhârî, Libâs, 83; Müslim, Libâs, 33). Konuyla ilgili hadisleri
değerlendiren İslam âlimleri, bir kimsenin, saçına başkasının saçını eklemesini
veya başkasının saçından imal edilen peruğu takmasını caiz görmemişlerdir.
Çünkü bu gibi işlemlerde saygın olan insanın bir parçası kullanılmaktadır ki;
bu, zorunlu hâller dışında caiz değildir. Ancak insan saçı dışında ipek, iplik,
yün ve benzeri maddelerden yapılmış peruğun takılmasını, fakihlerin çoğunluğu
caiz görmektedir (Kâsânî, Bedâi’, V, 125 v.d.; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 107;
İbn Nüceym, el-Bahr, VI, 133).
Günümüzde cerrahi bir operasyon
olarak yapılan saç ekimi uygulaması ise kişinin kendi saçının alınıp saç
kaybına uğrayan bölgeye nakledilmesi şeklinde olduğundan söz konusu yasak
kapsamında değildir. (Diyanet Fetva )
Sakal ekimi de saç ekimine kıyas
edilebilir. Yani kılı kendinden olmak suretiyle caiz görülmüştür.
DÖVME YAPTIRMAK
Vücuda iğneler batırılıp, açılan
deliklere boyalı maddeler konularak yapılan dövme, eski çağlardan beri yapılan
bir cahiliye âdeti olup, sağlık açısından zararlı olduğu gibi, dinen de
yasaklanmıştır. Nitekim dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla,
yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslam dininde,
fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır (Nisâ, 4/119).
Hz. Peygamber (s.a.s.), vücuda dövme
yapmak, dişleri incelterek seyrekleştirmek gibi ameliyeleri, yaratılışı
değiştirmek, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirmiş ve bunu yapanların ve
yaptıranların Allah’ın rahmetinden uzak olacağını bildirmiştir (Buhârî, Libâs,
83-87; Müslim, Libâs, 120). Dolayısıyla dövme yaptırmak caiz değildir (İbn
Kudâme, el-Muğnî, I, 129).
“Resulullah sallallahu aleyhi ve
sellem faiz yiyeni, yedireni, ona şahitlik edenleri, onu yazanı; dövme yapanı,
güzelleşmek için dövme yaptıranı, sadakaya mani olanı, hulle yapanı ve hulle
yaptırmak isteyeni lanetledi.” (Buhârî, Libâs, 82-87; Müslim, Libâs, 119)
İbni Mesud hazretleri, (Dövme
yapan ve yaptıran, peruk takan ve taktıranlara lanet olsun) mealindeki
hadis-i şerifi rivayet edince, Ümmü Yakub adında ihtiyar bir kadın itiraz edip,
"Ben Kur'anın hepsini okudum, ama böyle bir lanet yok” dedi. İbni Mesud
hazretleri, "Dikkatli okusaydın mutlaka görürdün” diyerek şu mealdeki
âyet-i kerimeyi okudu:
(Resulullahın size verdiklerini alın, yasakladıklarından sakının!) [Haşr
7]
ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK
Bu işlemlerin meşru görülmemesine
sebep olan maddeleri şöyle sıralayabiliriz
1-
Bu işlemler şeytânî bir vesveseden kaynaklanmaktadır.
Nitekim Şeytan Hz. Âdem (as)'e secde etmeyip Allah'ın rahmetinden
uzaklaştırılınca şöyle demeye başladı:
O şeytan ki: "Ya Rabbi, Senin
kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları
birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını
emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler." dedi. Her kim
Allah'ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir. (Nisa
118-119)
İslâm’dan önceki Araplar şeytanın bu
vesvesesine kulak vererek, ciltlerini maviye boyarlar, putları adına
çocuklarının başında bir miktar saç bırakırlardı.
Peygamber Efendimiz (asm) de birtakım
işlemlerde vücutta değişikliklere yönelik hareketleri tasvip etmemiştir. Buharî
ve Müslim'de rivayet edilen hadislerde, güzellik için vücuda dövme yapanın,
yaptıranın, dişlerini yontarak inceltip seyrekleştirenlerin, kaşının kıllarını
yolarak inceltenlerin, peruk takanların, Allah'ın yarattığını değiştirenlerin
İlâhî rahmetten uzak oldukları haber verilmektedir.
Gerek bu işlemleri yapan ve
yaptıranlar, gerekse bugünkü şekliyle yüz ve diğer organlarda estetik ameliyata
başvuranlar, Allah tarafından kendilerine verilen şekil ve güzelliği kabul
etmeyerek kadere itiraz etmekte ve ilâhî sanatı beğenmemektedir. İşte
hiçbir mazeret ve ciddî sıhhî bir sebep yokken, sırf güzellik düşüncesiyle
estetik ameliyatı yaptırmak meşru görülmemektedir.
Günümüzde tıbbın mümkün hale
getirdiği estetik ameliyatlarla yapılan değiştirmeleri de ikiye ayırmak
gerekecektir:
a) Normal olana göre biçimsiz,
yersiz, aşırı hacimde, maddî veya psikolojik olarak rahatsızlık verici
oluşumların düzeltilmesi. Bunlar tedavi sayılır ve câizdir.
b) Normal olanı ya daha ziyade
güzelleştirmek veya değişiklik arzusuyla değiştirmek. Yaratılış düzenini
değiştirmeyi hedefleyen bu tür uygulamalar dinen tasvip edilmez. (Kur'an
Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 148-149)
2-
Bedene eziyet
verip, azap ve ızdıraba sokmaktır. Eskiden olduğu gibi dövme yaptıranlar,
dişlerini inceltip seyrekleştirenler; şimdilerde de estetik ameliyat
yaptıranlar vücutlarını eziyet ve tehlikeye sokmakta, Allah tarafından
kendilerine emanet olarak verilen bedene eziyet etmektedir. Ameliyatta bıçağın
altına yatan, narkoz verilerek uyuşturulan insan büyük ölçüde tehlikeyle yüz
yüze gelmektedir. Halbuki Cenab-ı Hak "Kendi elinizle kendinizi
tehlikeye atmayın."(Bakara 195) buyurarak bu nevi işleri
yasaklamaktadır.
3-
Estetik ameliyatlar çok pahalıya yapıldığından büyük
bir israfa yol açmaktadır. Üstelik bu israf hakikat ve öz için değil, görünüş
ve şekil için yapılmıştır. Bugün birçok insan müzmin hastalıklardan kurtulmak
için para temin edip ameliyat olamazken, sırf vücudu güzelleştirmek için estetik
ameliyat olanlar milyonlarca para dökmektedir. İsraf da haramdır.
Ancak meşru ve mâkul bir mazeret
varsa mesele farklılık arz eder. Meselâ doğuma dayalı olarak bedenî bir kusuru
olanlar istisna grubuna girmektedir. Yangın, trafik kazası veya benzeri bir
kaza sonunda bedeninde bir kusur olanlar da aynı şekilde mütalâa edilmektedir.
Yani böyle bir kusuru olan kimse, toplum içinde psikolojik bir sıkıntı çekiyor,
aşağılık duygusuna kapılıyor, şahsiyeti rencide oluyor; bu hali kendisini hakir
ve çirkin gösteriyorsa; böyle bir ârızanın giderilmesi bir çeşit tedavi
mahiyetini taşır. Dolayısıyla bu ameliyatta bir mahzur yoktur.
DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK
Tedavi amacıyla diş teli taktırmak,
diş doldurtmak veya kaplatmak caizdir. Dişleri çarpık olan ve bu durum diş
sağlığına ve psikolojisine olumsuz etki eden kişiler böyle bir tedavi yöntemine
başvurabilirler. (diyanet fetva)
LAZER EPİLASYON
Fıkıh alimleri yukarıda geçen
hadislerden hareket ederek, yüzünde
sakal ve bıyık biten kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları
inceltmenin, tabi şeklinden çıkarmanın, kirpikleri düzeltmenin veya takma
kirpik kullanmanın caiz olmadığını belirtirler. Çünkü diş, kaş ve kirpik birer
aza mesabesindedir. Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa
girmediğinden, kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Aynı
şekilde kadının bacağındaki kılları gidermesinde de bir mahzur yoktur. Çünkü bu
kaş gibi bir uzuv mesabesin de değildir.
Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu
hükmü görmekteyiz:
– Kadını çirkinleştiren yüzdeki
tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal, bıyık gibi şeylerin kadınlarda
görülmesi halinde; alınması câizdir. Yalnız bu noktada şunlara dikkat
eilmelidir.
Lazer tıbben zarar verecekse
yaptıramaz
Mahrem sınırı aşılıp zaruret yokken
avret yerleri açılamaz. Kadınlar arasında iken bile diz kapağının yukarısını
göstermek sakıncalıdır, bu bölgeleri korumak farzdır. İster ağda ister epilasyon uygulaması
olsun bu bölgelerin hastalık dışında bir başkasına açılmaması gerekir. Özel
bölgelerin dışında lazer epilasyon yaptırmak günah değildir.
Kadınların, kollarındaki ve
bacaklarındaki kılları kesmesi caizdir. Bu takdirde bu kıllara epilasyon
uygulamasını yaptırması da caizdir.
Epilasyon uygulamasında kadınların
mahremi olmayan erkeklere bu uygulamayı yaptırması, caiz değildir. Çünkü
bu durum bir hastalık hâli veya bir zaruret hâli değildir. Zaruret olmadığı
takdirde bir kadının mahremi olmayan erkeklere avret yerlerini göstermesi caiz
değildir.
Eğer epilasyon uygulamasını yapacak
kimse bayan ise, bu takdirde kadının kadınlara karşı olan avret
sınırlarını gözetmek gerekir. Yani epilasyon yaptıracak bir bayanın, diz
kapağıyla göbeği arasını, karşısındaki bayan da olsa göstermesi caiz değildir.
“Allah (avret yerine) bakana da,
baktırana da lanet etti/etsin.” (Kenzu’l-Ummal, h.no:19162)
PROTEZ TIRNAK KULLANMAK
Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi halde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır.
Bununla birlikte tırnak yeme ve benzeri rahatsızlıkların giderilmesi için başka
bir yol bulunamazsa doktor tavsiyesine bağlı olarak tedavi amacıyla protez
tırnak kullanılmasında bir sakınca yoktur. Tedavi amaçlı ve geçici bir süre ile
kullanıldığı için söz konusu işlem sargı hükmünde olacağından, suyun doku veya
deriye ulaşmaması guslün/abdestin geçerli olmasına engel değildir. Ancak söz
konusu yöntem, estetik kaygılarla yapılması halinde caiz olmayacağı gibi
abdeste ve gusle de engel olur. Eğer takma tırnağın takılması gerekli ise,
abdest ve gusülden önce çıkarılır, sonra tekrar takılır. (Diyanet fetva)
ÇATLAKLARI GİDERMEK
Derideki çatlakları gidermek için lazer veya başka tedavi yöntemleri caizdir. Çünkü bu yaratılışın değiştirilmesi değil ilk haline döndürülmesidir ve bir nevi tedavi yöntemidir.
Kişisel bakım yapmak ve yaptırmak tıbbi
bir sakınca doğurmuyorsa, Allah Teala’nın yaratışını değiştirmiyorsa, zaruri
bir durum için ise, bir sağlık ve psikolojilk tedavi için ise bir mahzuru
yoktur.
*Bu makale sahih kaynaklardan ve
güvenilir sitelerden edinilen bilgilerden derleme olarak hazırlanmıştır.
Zübeyde Meryem Şakar /İlahiyatçı-Araştırmacı-Yazar
Rabbim razı olsun hocam bu tür bilgiler için çok teşekkür ederim .Rabbim layıkıyla bu yolda daim eylesin .İki cihanda saadet nasip etsin🙂📚🍃⚘
YanıtlaSilÇok faydalı bilgiler hele ki şu fitne zamanında ,Allah razı olsun ilminizle bizi de bilgilendirdiginiz için,amel edebilmeyi Nasip etsin Rabbim insaAllah
YanıtlaSilHocam, Allah razi olsun.Cok bilgilendirici ve net ifade edilmis bir yazi olmus.Yureginize saglik. Rabbim istikametinden ayirmasin.
YanıtlaSilAllah Razı Olsun Hocahanım. Rabbim İrşad ve tebliğinizi âli eylesin. Ben burada sadece Hayreddin Karaman fetvasına takıldım ön yargımıdır nedir Hayraddin Hoca son yıllarda verdiği siyasi fetvalarla, fetvalarını sorgular hale getirtti. Belkide benim ön yargımdır. Selametle.
YanıtlaSilErkekler için epilasyon cevaz varmı hocam?
YanıtlaSil