İSLAM’A GÖRE KAŞ ALMAK , ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK, DÖVME YAPTIRMAK, YAPAY SAÇ VE PERUK TAKMAK, SAÇ EKTİRMEK, DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK, LAZER EPİLASYON YAPTIRMAK, PROTEZ TIRNAK KULLANMAK, ÇATLAKLARI GİDERMEK


Allah cc insanoğlunu ahsen-i takvim suretinde yaratmıştır. Bütün canlılar içinde en güzel ve kamil varlık insandır. Ve insanoğlunu birbirine imtihan vesilesi kılmış karşı cinsleri birbirine cazibedar hale getirmiştir. Bu cazibenin önüne geçmek için kadına da erkeğe de tesüttürü emretmiştir. Yaratılan şeyleri değiştirmeyi de haram kılmıştır. İnsanoğlunun en büyük düşmanı ıslah edemediği nefsi ve şeytan-ı racimdir.

Rasullah aleyhisselam bize ne vermişse onu almak farzdır. Nitekim ayette şöyle buyruldu;

Evlerinizde oturun ve daha önce Câhiliye döneminde olduğu gibi açılıp saçılmayın, namazı güzelce kılın, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Ey peygamber ailesi! Allah’ın istediği, sizden kirliliği gidermek ve sizi tertemiz kılmaktan ibarettir. (Ahzab 33)

Şeytanın insanı yoldan çıkarmak için  şöyle yemin ettiği Nisa Suresi 118-119. Ayetlerde bize gelmiştir ;

 O şeytan ki: "Ya Rabbi, Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler." dedi. Her kim Allah'ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir.

Yani onlara emredeceğim, Allah’ın en şerefli yaratıkları insanların yaşaması için ortaya koyduğu dininin, aslında değiştirilemez kurallarını değiştirmeye zorlayacaklar. Böylece, fıtrat kanunlarını çiğnemeye, varlıklara yüklenen temel özellik ve onların asli fonksiyonlarını bozmaya uğraşacaklar. Sözgelimi, kadını erkeğe, erkeği kadına benzetecekler; doğal yöneliş ve içgüdüleri saptıracak, yetenekleri ve organları yaratılış gayelerinin dışında kullanıp çarpık ilişkilere girecekler. Hatta gece ve gündüz dahil her şeyi yaratılış gayesinin dışına çıkarmaya çalışacaklar. Sonunda yaratılış kanunlarına aykırı bir hayat tarzı ortaya koyacak, kendi dünyalarında Allah’ın istediği yaşama şekli olan dinini değiştirmiş olacaklar. Oysa ki:
Kim Allah’ı bırakır da kendisine şeytanı bir rehber ve dost edinecek olursa, apaçık zarara uğramış demektir!

Burada şeytanın diğer özellikleri ve insanlara etkileri açıklanmaktadır:

a) Şeytan Allah tarafından lânetlenmiş, huzurundan kovulmuş ve rahmetinden mahrum kılınmıştır.

b) O bütün insanları değil, ancak belli bir kısmını etki altına alabilecektir. Allah Teâlâ şeytana, kullarını saptırmak için çabalama hürriyeti vermiştir. Ancak onun, kullar üzerinde cebredici bir etkisi yoktur. Rabbine samimiyetle kulluk eden müminlerin şeytandan yana bir korkuları olamaz (Hicr 15/40; Sâd 38/83).

c) Şeytan, imanı zayıf, ibadeti eksik, bu sebeple aklı ve iradesi yalnız, desteksiz ve zayıf kalmış insanları doğrudan, iyiden, haktan saptırmaya çalışır, onları olmayacak kuruntularla, tatlı hayallerle oyalar, aldatır; iyi davranışlardan, faydalı uğraşlardan alıkoyar.

d) Şeytanın insanlara yaptırdığı yanlışların en önemlileri iki örnekle anlatılmıştır: 1. Puta adanan devenin gözünü kulağını yarmak. Bu örnek bütün akıl ve ilim dışı kabullere ve hurafelere işaret etmektedir.

2. Allah’ın yaratış düzenini değiştirmek. Bu örnek de fıtrata ve selim tabiata aykırı sapmalara dikkat çekmektedir.

İbn Âşûr bu münasebetle kadınların ve erkeklerin vücutlarında yaptıkları bazı değiştirme, güzelleştirme ve düzeltmeleri değerlendirerek şu sonuca varmıştır: Sünnet olmak, belli yerlerdeki kılları almak ve gidermek, tıraş olmak, tırnak kesmek, küpe takmak için kulağı delmek gibi İslâm’ın izin verdiği, hatta teşvik ettiği güzelleştirme ve düzeltmeler “yaratılış düzenini değiştirme” mânası taşımaz. Bunlar temizlik, kolaylık ve güzellik sağlayan, tabii ve fıtrî güzelliğin ortaya çıkmasını temin eden işlemlerdir. Kaş aldırma, saç taktırma, dişleri düzeltme konusunda rivayet edilen ve “sertlik ve ağır ceza tehdidi taşıyan” hadisler yalnızca bu küçük şeylere yönelik olmamalıdır. Bu tür uygulamalar ya o zaman iffetsiz kadınların veya müşriklerin özellikleri idi ya da şeytanın tesiri bulunan, şeytanî maksatlarla sergilenen davranışlardı (V, 205-206).

KAŞ ALMAK

Alimlerin çoğuna göre; kadının kocasına güzel gözükmek için ve onun izni ile yüzünde, kadınlara mahsus olmayan tüylerin (sakal, bıyık tüyleri) bitmesi halinde bunları alması, güzelleşmek için makyaj yapması, kaşlarının etrafındaki dağınık tüyleri (iki kaş arası, etrafı) alması caiz olup, hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için, yabancılar için yüz kıllarını yolması ve kaşlarını alması ile ilgilidir.

Malikiler ve bir grup alim ise, bunu yaratılışı değiştirme olarak değerlendirdiğinden hiçbir şekilde caiz görmemekte veya mekruh saymaktadır.

Kaşlarını cımbız veya başka bir âletle alanlar, yüzlerine güzellik vermek için yanaklarını çizerek Allah’ın kendilerine verdiği şekli değiştirenler lânetlenmiştir.) [Buharî]

"Allah yüz tüylerini yolan ve yolduran kadına lanet etsin." (Buhari, 'Libas', 84; Müslim, 'Libas', 120)

İbn-i Âbidin, sakal ve bıyığın kadında fıtrat olmadığını, bu sebeple (eğer çıkarsa) kesilmesinin (müstehab) olacağını beyan etmiştir! Bu kılları gidermenin en uygun yolu tıraş olmak değil, ağda, pudra veya benzeri tıbbî şeylerle yolmaktır. (Kadın İlmihali, Mürşide Uysal, s. 370)

Normal kadın kaşının bir şekli (normal sayılan şekilleri) vardır. Bunların dışına çıkan, göze sakil (çirkin) gelen, sahibini çirkin gösteren ve bu yüzden onu rahatsız eden fazla kıllar alınabilir. Normal kaşları, modaya uyarak inceltmek, yerlerini değiştirmek... caiz görülmemiştir. (Prof. Dr. Hayreddin Karaman)

Hadiste yasaklanan kıl koparmayı, herhangi bir hastalık veya illet sebebiyle kadının yüzünde sonradan biten ve yüzünü çirkinleştiren yüz kıllarını (sakal, bıyık kılları) koparma değil de, başkalarına güzel görünmek maksadıyla kaşları inceltmek veya yukarı kaldırmak için kaş kıllarını yolmak, tamamen traş ederek şeklini değiştirmek ve yenilemek, almak olarak anlamak daha doğrudur.

 

PERUK VEYA YAPAY SAÇLAR TAKMAK




Kadının biri; -Ya Resulallah, evli kızımın hastalık sebebiyle saçları döküldü. İğreti bir saç (peruk) takmam uygun mudur? diye sorunca, Resulullah efendimiz; 

Hak teâlâ, iğreti saç takanı ve taktıranı lânetlemiştir. buyurdu. (Müslim)

"İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da, yaptırana da Allah lânet etsin!" [Buhârî, Libas 86, Tıbb 36; Müslim, Libas 119, (2124); Nesâî, Zinet 25, (8, 148)].

İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) dedi ki: "İğreti saç takan, taktıran; kaşları incelten, kaşlarını incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir." (Ebû Dâvud, Tereccül 5, (4170).

Kadının, insan saçını, kendi saçı arasına örerek birleştirmeyip de, kendi saçına iplikle, bez şeritle bağlamasının ve hayvan kılları eklemenin haram olmadığı İbni Âbidin’de, Hadika’da ve Fetava-i kübra’da yazılıdır. İnsan ve hayvan kılından ve naylon gibi ipliklerden yapılmış olan, peruk denilen takma saçları kullanmanın caiz olduğu anlaşılıyorsa da, ihtiyaç ile ziyneti birbirine karıştırmamalı. İhtiyaç için caiz olan şeyi, süs, gösteriş için takmak caiz değildir. Erkekler arasında başını açmak zarureti olduğu zaman, kadının başını ve kendi saçlarını perukla örtmesi caiz ve lazım olur. Zaruret olunca, avret yerlerini mümkün olan her şeyle örtmek gerekir. Günahı yalnız saçını vermiş olana ve bakanadır. Peruk takarak sokağa çıkmak, zaruret olmadan caiz değildir; çünkü kadınların yabancılara süslenmeleri haramdır. (Saadet-i Ebediyye)

Hz. Peygamberin (s.a.s.) saç eklemeyi ve ekletmeyi yasakladığı yönündeki rivayetler sahih kaynaklarımızda yer almaktadır (Buhârî, Libâs, 83; Müslim, Libâs, 33). Konuyla ilgili hadisleri değerlendiren İslam âlimleri, bir kimsenin, saçına başkasının saçını eklemesini veya başkasının saçından imal edilen peruğu takmasını caiz görmemişlerdir. Çünkü bu gibi işlemlerde saygın olan insanın bir parçası kullanılmaktadır ki; bu, zorunlu hâller dışında caiz değildir. Ancak insan saçı dışında ipek, iplik, yün ve benzeri maddelerden yapılmış peruğun takılmasını, fakihlerin çoğunluğu caiz görmektedir (Kâsânî, Bedâi’, V, 125 v.d.; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 107; İbn Nüceym, el-Bahr, VI, 133).

SAÇ EKTİRMEK

Cerrahi operasyon olarak yapılan saç ekimi, kişinin kendi saçının alınması ve saç kaybına uğrayan bölgeye nakledilmesi şeklinde olduğu için, başkasının saçı eklenmediği ve başka bir insanın parçası kullanılmadığı için caizdir. Ayrıca temiz bir maddeden- domuz kılı veya haram olan bir maddeden olmadığı sürece- yine başka saç ekimleri de caiz görülmüştür. Önemli olan ilk yaratılış halinin dışına çıkılmamasıdır.

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) saç eklemeyi ve ekletmeyi yasakladığı yönündeki rivayetler sahih kaynaklarımızda yer almaktadır (Buhârî, Libâs, 83; Müslim, Libâs, 33). Konuyla ilgili hadisleri değerlendiren İslam âlimleri, bir kimsenin, saçına başkasının saçını eklemesini veya başkasının saçından imal edilen peruğu takmasını caiz görmemişlerdir. Çünkü bu gibi işlemlerde saygın olan insanın bir parçası kullanılmaktadır ki; bu, zorunlu hâller dışında caiz değildir. Ancak insan saçı dışında ipek, iplik, yün ve benzeri maddelerden yapılmış peruğun takılmasını, fakihlerin çoğunluğu caiz görmektedir (Kâsânî, Bedâi’, V, 125 v.d.; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 107; İbn Nüceym, el-Bahr, VI, 133).

Günümüzde cerrahi bir operasyon olarak yapılan saç ekimi uygulaması ise kişinin kendi saçının alınıp saç kaybına uğrayan bölgeye nakledilmesi şeklinde olduğundan söz konusu yasak kapsamında değildir. (Diyanet Fetva )

Sakal ekimi de saç ekimine kıyas edilebilir. Yani kılı kendinden olmak suretiyle caiz görülmüştür.

DÖVME YAPTIRMAK




Vücuda iğneler batırılıp, açılan deliklere boyalı maddeler konularak yapılan dövme, eski çağlardan beri yapılan bir cahiliye âdeti olup, sağlık açısından zararlı olduğu gibi, dinen de yasaklanmıştır. Nitekim dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslam dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır (Nisâ, 4/119).

Hz. Peygamber (s.a.s.), vücuda dövme yapmak, dişleri incelterek seyrekleştirmek gibi ameliyeleri, yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirmiş ve bunu yapanların ve yaptıranların Allah’ın rahmetinden uzak olacağını bildirmiştir (Buhârî, Libâs, 83-87; Müslim, Libâs, 120). Dolayısıyla dövme yaptırmak caiz değildir (İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 129).

“Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem faiz yiyeni, yedireni, ona şahitlik edenleri, onu yazanı; dövme yapanı, gü­zelleşmek için dövme yaptıranı, sa­dakaya mani olanı, hulle yapanı ve hulle yaptırmak is­teyeni lanetledi.” (Buhârî, Libâs, 82-87; Müslim, Libâs, 119)

İbni Mesud hazretleri, (Dövme yapan ve yaptıran, peruk takan ve taktıranlara lanet olsun) mealindeki hadis-i şerifi rivayet edince, Ümmü Yakub adında ihtiyar bir kadın itiraz edip, "Ben Kur'anın hepsini okudum, ama böyle bir lanet yok” dedi. İbni Mesud hazretleri, "Dikkatli okusaydın mutlaka görürdün” diyerek şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Resulullahın size verdiklerini alın, yasakladıklarından sakının!) [Haşr 7]

ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK




Bu işlemlerin meşru görülmemesine sebep olan maddeleri şöyle sıralayabiliriz

1-                 Bu işlemler şeytânî bir vesveseden kaynaklanmaktadır. Nitekim Şeytan Hz. Âdem (as)'e secde etmeyip Allah'ın rahmetinden uzaklaştırılınca şöyle demeye başladı:

O şeytan ki: "Ya Rabbi, Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler." dedi. Her kim Allah'ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir. (Nisa 118-119)

İslâm’dan önceki Araplar şeytanın bu vesvesesine kulak vererek, ciltlerini maviye boyarlar, putları adına çocuklarının başında bir miktar saç bırakırlardı.

Peygamber Efendimiz (asm) de birtakım işlemlerde vücutta değişikliklere yönelik hareketleri tasvip etmemiştir. Buharî ve Müslim'de rivayet edilen hadislerde, güzellik için vücuda dövme yapanın, yaptıranın, dişlerini yontarak inceltip seyrekleştirenlerin, kaşının kıllarını yolarak inceltenlerin, peruk takanların, Allah'ın yarattığını değiştirenlerin İlâhî rahmetten uzak oldukları haber verilmektedir.

Gerek bu işlemleri yapan ve yaptıranlar, gerekse bugünkü şekliyle yüz ve diğer organlarda estetik ameliyata başvuranlar, Allah tarafından kendilerine verilen şekil ve güzelliği kabul etmeyerek kadere itiraz etmekte ve ilâhî sanatı beğenmemektedir. İşte hiçbir mazeret ve ciddî sıhhî bir sebep yokken, sırf güzellik düşüncesiyle estetik ameliyatı yaptırmak meşru görülmemektedir.

Günümüzde tıbbın mümkün hale getirdiği estetik ameliyatlarla yapılan değiştirmeleri de ikiye ayırmak gerekecektir:

a) Normal olana göre biçimsiz, yersiz, aşırı hacimde, maddî veya psikolojik olarak rahatsızlık verici oluşumların düzeltilmesi. Bunlar tedavi sayılır ve câizdir.

b) Normal olanı ya daha ziyade güzelleştirmek veya değişiklik arzusuyla değiştirmek. Yaratılış düzenini değiştirmeyi hedefleyen bu tür uygulamalar dinen tasvip edilmez. (Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 148-149)

 

2-                  Bedene eziyet verip, azap ve ızdıraba sokmaktır. Eskiden olduğu gibi dövme yaptıranlar, dişlerini inceltip seyrekleştirenler; şimdilerde de estetik ameliyat yaptıranlar vücutlarını eziyet ve tehlikeye sokmakta, Allah tarafından kendilerine emanet olarak verilen bedene eziyet etmektedir. Ameliyatta bıçağın altına yatan, narkoz verilerek uyuşturulan insan büyük ölçüde tehlikeyle yüz yüze gelmektedir. Halbuki Cenab-ı Hak "Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın."(Bakara 195) buyurarak bu nevi işleri yasaklamaktadır.

3-                 Estetik ameliyatlar çok pahalıya yapıldığından büyük bir israfa yol açmaktadır. Üstelik bu israf hakikat ve öz için değil, görünüş ve şekil için yapılmıştır. Bugün birçok insan müzmin hastalıklardan kurtulmak için para temin edip ameliyat olamazken, sırf vücudu güzelleştirmek için estetik ameliyat olanlar milyonlarca para dökmektedir. İsraf da haramdır.

Ancak meşru ve mâkul bir mazeret varsa mesele farklılık arz eder. Meselâ doğuma dayalı olarak bedenî bir kusuru olanlar istisna grubuna girmektedir. Yangın, trafik kazası veya benzeri bir kaza sonunda bedeninde bir kusur olanlar da aynı şekilde mütalâa edilmektedir. Yani böyle bir kusuru olan kimse, toplum içinde psikolojik bir sıkıntı çekiyor, aşağılık duygusuna kapılıyor, şahsiyeti rencide oluyor; bu hali kendisini hakir ve çirkin gösteriyorsa; böyle bir ârızanın giderilmesi bir çeşit tedavi mahiyetini taşır. Dolayısıyla bu ameliyatta bir mahzur yoktur.

 

DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK




Tedavi amacıyla diş teli taktırmak, diş doldurtmak veya kaplatmak caizdir. Dişleri çarpık olan ve bu durum diş sağlığına ve psikolojisine olumsuz etki eden kişiler böyle bir tedavi yöntemine başvurabilirler. (diyanet fetva)

LAZER EPİLASYON

Fıkıh alimleri yukarıda geçen hadislerden  hareket ederek, yüzünde sakal ve bıyık biten kadının onları gidermesinin caiz olacağını; ancak kaşları inceltmenin, tabi şeklinden çıkarmanın, kirpikleri düzeltmenin veya takma kirpik kullanmanın caiz olmadığını belirtirler. Çünkü diş, kaş ve kirpik birer aza mesabesindedir. Aslında olmayıp sonradan biten yüzdeki kıllar ise bu sınıfa girmediğinden, kadının bunları gidermesin de bir mahzur görülmemektedir. Aynı şekilde kadının bacağındaki kılları gidermesinde de bir mahzur yoktur. Çünkü bu kaş gibi bir uzuv mesabesin de değildir.

Fıkıh kitaplarına baktığımızda şu hükmü görmekteyiz:

– Kadını çirkinleştiren yüzdeki tüyler alınır. Erkeklerde görülen sakal, bıyık gibi şeylerin kadınlarda görülmesi halinde; alınması câizdir. Yalnız bu noktada şunlara dikkat eilmelidir.

Lazer tıbben zarar verecekse yaptıramaz

Mahrem sınırı aşılıp zaruret yokken avret yerleri açılamaz. Kadınlar arasında iken bile diz kapağının yukarısını göstermek sakıncalıdır, bu bölgeleri korumak farzdır. İster ağda ister epilasyon uygulaması olsun bu bölgelerin hastalık dışında bir başkasına açılmaması gerekir. Özel bölgelerin dışında lazer epilasyon yaptırmak günah değildir.

Kadınların, kollarındaki ve bacaklarındaki kılları kesmesi caizdir. Bu takdirde bu kıllara epilasyon uygulamasını yaptırması da caizdir.

Epilasyon uygulamasında kadınların mahremi olmayan erkeklere bu uygulamayı yaptırması, caiz değildir. Çünkü bu durum bir hastalık hâli veya bir zaruret hâli değildir. Zaruret olmadığı takdirde bir kadının mahremi olmayan erkeklere avret yerlerini göstermesi caiz değildir.

Eğer epilasyon uygulamasını yapacak kimse bayan ise, bu takdirde kadının kadınlara karşı olan avret sınırlarını gözetmek gerekir. Yani epilasyon yaptıracak bir bayanın, diz kapağıyla göbeği arasını, karşısındaki bayan da olsa göstermesi caiz değildir.

“Allah (avret yerine) bakana da, baktırana da lanet etti/etsin.” (Kenzu’l-Ummal, h.no:19162)

PROTEZ TIRNAK KULLANMAK 




Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi halde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır.

Bununla birlikte tırnak yeme ve benzeri rahatsızlıkların giderilmesi için başka bir yol bulunamazsa doktor tavsiyesine bağlı olarak tedavi amacıyla protez tırnak kullanılmasında bir sakınca yoktur. Tedavi amaçlı ve geçici bir süre ile kullanıldığı için söz konusu işlem sargı hükmünde olacağından, suyun doku veya deriye ulaşmaması guslün/abdestin geçerli olmasına engel değildir. Ancak söz konusu yöntem, estetik kaygılarla yapılması halinde caiz olmayacağı gibi abdeste ve gusle de engel olur. Eğer takma tırnağın takılması gerekli ise, abdest ve gusülden önce çıkarılır, sonra tekrar takılır. (Diyanet fetva)

ÇATLAKLARI GİDERMEK

Derideki çatlakları gidermek için lazer veya başka tedavi yöntemleri caizdir. Çünkü bu yaratılışın değiştirilmesi değil ilk haline döndürülmesidir ve bir nevi tedavi yöntemidir.

Kişisel bakım yapmak ve yaptırmak tıbbi bir sakınca doğurmuyorsa, Allah Teala’nın yaratışını değiştirmiyorsa, zaruri bir durum için ise, bir sağlık ve psikolojilk tedavi için ise bir mahzuru yoktur.

 ----------------------------

*Bu makale sahih kaynaklardan ve güvenilir sitelerden edinilen bilgilerden derleme olarak hazırlanmıştır.


Zübeyde Meryem Şakar /İlahiyatçı-Araştırmacı-Yazar

Yorumlar

  1. Rabbim razı olsun hocam bu tür bilgiler için çok teşekkür ederim .Rabbim layıkıyla bu yolda daim eylesin .İki cihanda saadet nasip etsin🙂📚🍃⚘

    YanıtlaSil
  2. Çok faydalı bilgiler hele ki şu fitne zamanında ,Allah razı olsun ilminizle bizi de bilgilendirdiginiz için,amel edebilmeyi Nasip etsin Rabbim insaAllah

    YanıtlaSil
  3. Hocam, Allah razi olsun.Cok bilgilendirici ve net ifade edilmis bir yazi olmus.Yureginize saglik. Rabbim istikametinden ayirmasin.

    YanıtlaSil
  4. Allah Razı Olsun Hocahanım. Rabbim İrşad ve tebliğinizi âli eylesin. Ben burada sadece Hayreddin Karaman fetvasına takıldım ön yargımıdır nedir Hayraddin Hoca son yıllarda verdiği siyasi fetvalarla, fetvalarını sorgular hale getirtti. Belkide benim ön yargımdır. Selametle.

    YanıtlaSil
  5. Erkekler için epilasyon cevaz varmı hocam?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ensest (Aile İçi Sapık) İlişkiler ! Zübeyde Meryem Şakar

HZ. YUSUF (as) EFENDİMİZ VE ZÜLEYHA EVLENDİ Mİ , ZÜLEYHA TEVBE ETTİ Mİ ?