BEN SENİNLEYDİM SEN KİMİNLEYDİN ?
Modern dünyada yaşayan biz
insanoğlu hep daha fazla nasıl mutlu olurum peşindeyiz. Sahip olduğumuz her
şeyin hep bir üstünü daha iyisini elde etme çabası ve arzusu sahip
olamadıklarımıza kavuşma hayali içinde yaşayıp dururuz. Teknolojik gelişmeler,
evler, arabalar, eşyalar, medya iletişim araçları, maddi gelişmeler, tatiller,
hayatımızda ne kadar yer ederse sanki o oranda mutsuz bireyler oluyoruz. Asrın
hastalığı diye tabir edilen depresyon ve stresin kıskacında ruhlar adeta birer
cenderede yoğruluyor, bir menfez arayışında günler geçip gidiyor.
Psikologların, psikiyatristlerin
kapıları aşındırılıyor; insanlar binlerce liralık tedavi seanslarıyla,
ilaçlarla, ruhsal terapilerle içine düştükleri bunalımdan kurtulma arayışına
giriyorlar.
Bunların karşılığında Rabbimiz
“Kalpler yalnızca Allah’ı anmakla mutmain olur.”(Ra’d 28 ) buyurarak
ruhlarımıza, gönüllerimize, sudurlarımıza , ezeli ve ebedi tiryakları sunar.
O’nunla-Cellecelaluhu- beraber olduğumuz her an gönül huzuruna kavuşacağımızın,
yaralarımızı tedavi edeceğimizin, dertlerimize çare bulacağımızın garantisini
verir. “Allah CelleCelalühü ile beraber olduktan sonra ömür de hoştur ölüm de…”
diyenler hem hayatın hem ölümü” sırrını çözmüş; “ Hanginizin daha güzel amel
yapacağını görmek için hayatı ve ölümü yarattık.” (Mülk 2) buyuran Rabbimizin
ahsen amellerimize şahit olduğunun bilinciyle ömürlerini en yüce birliktelikle
tezyin etmişlerdir.
Kul, her nerede ve ne halde
bulunursa bulunsun daima Allah’ın onu gözettiğinin idrakiyle yaşarsa ve bunu
amel-i salih ile taçlandırırsa“Kulum Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir zira
yaklaşırım o Bana bir zira yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım, o Bana
yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim.”(Buhari Tevhid 50 ) hitabına mazhar
olur. Cenabı Hakk’ın kendisine yönelenlere ve kendisiyle beraber olanlara
neleri lütfedeceğini idrakler âcizdir. O Cellecelaluhu bizden sadece ihlaslı
olmamızı, rızası için yaşamamızı talep eder.
Allah teala ile rabıtası kuvvetli
olan kulun başka bağlara ihtiyacı yoktur. Değil midir ki “Biz insana şah damarından
daha yakınız.”( Kaf 16) ihtarını ve bir nevi müjdesini vererek onu her daim
hatırımızda tutmamız gerektiğine dikkat çeker. Allah Teala ile beraber olma,
Allah ile elestbezminde yaptığımız mukavelenin dünyadaki yansımasıdır.
Resulullah Aleyhisselam Allah’ın
arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmayacağı günde bu gölgenin altında
olacak yedi sınıftan bahsederken tenhada Allah için gözyaşı dökenlerden
bahsederek riyasız ve çıkarsız Onunla beraber olanların nail olacağı o nimeti
ve bereketi müjdeler. Cenabı Hak “De ki benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve
ölümüm alemlerin rabbi Allah içindir.” (Enam 162) ayeti ile mü’minin nasıl bir
duruş sergilemesi gerektiğini gözler önüne serer.
Vaktin birinde bir vaiz kürsüde
ahiret ahvalini anlatmaktaydı. Cemaatin içinde Şeyh Şibli (ra) de vardı. Allah
teâlâ’nın ahirette soracağı suallerden bahisle; “Allah Teala, ilmini nerede
kullandın, malını mülkünü nerede harcadın, ömrünü nasıl geçirdin, ibadetlerin
ne durumda, harama helale dikkat ettin mi? “ soracak diye anlatınca Şeyh Şibli
vaize şöyle seslenir;
Vaiz Efendi! Allah Teala
kullarına sadece şunu soracak; “Ben seninleydim, sen kiminleydin?” Şeyh Şibli
Hazretleri’nin bu ihtarı “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir ve
bütün yaptıklarınızı görmektedir.” (Hadid- 4) ayetinin veciz bir şekilde bir
kulunun ağzından veciz bir ifadesidir. Allah Teala her daim kulu ile beraber
olduğuna göre kul da bunun idraki ile bir hayat yaşarsa onun razı olduğu kullar
zümresine dahil olur.
Rabbimiz bizleri daima Onunla
beraber olan kullarının arasına idhal eylesin. Amin.
ZÜBEYDE MERYEM ŞAKAR
YanıtlaSilİnsanlara bakıyorum da Allah'a inançları varda güvenleri Yok gibi. Mezarlığa gidiyoruz defin sırasında herkesten duyduğum tek şey dünya boş muş. Bu sadece mezarlıktan çıkana kadar sürüyor. Ondan sonra tekrar birbirimizi yemeye başlıyoruz.
Allah c.c razı olsun Hocam. Âmin Âmin Âmin
YanıtlaSil