EVLİLİK KADER MİDİR ? / Zübeyde Meryem Şakar




      Bismihi , Subhanehu !
    Bir sohbette, vaazda, toplantıda özellikle yeni evlenecekler ve bekarlar varsa; Evlilik kader midir, evleneceğim insanı ben mi seçerim ALLAH Teala mı seçmiştir, dua ile evleneceğim insanı değiştirebilir miyim ?  sorularını duymak kaçınılmazdır.
Konumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle kaderin ne olduğunu doğru anlamak gerekir ; Kader Allah Teala’nın kainatta tüm olmuş ve olacakları ve ademoğlunun ne yapıp yapmayacağını ezeli ilmi ile bilmesidir.  Kader ALLAH Teala’nın (Külli irade) kulunun iradesini (cüz’i irade ) silmesi,  yok sayması değildir. Bir şeyi bilmek ile onun yapılması  veya meydana gelmesi aynı şey değildir.
İnsan kendi iradesi ile bir işi seçer ve Allah bu fiili yaratır. Evlilik ve  insanın evleneceği insanı seçmesi   bir tercihtir. Allah Teala’nın  ezeli ilmi ile kulun kiminle evleneceğini    bilmesi kişinin tercihi üzerinde etkili değildir. Allah, ezeli ilmi ile evlenecek kadın ve erkeğin, kendi cüz’i iradelerini kullanarak birbirleriyle evlenmek isteyeceklerini biliyordu  ve zamanı geldiğinde onların bu arzularını külli iradesiyle yarattı  ve böylece  levh-i mahfuza birbirleriyle evleneceklerini yazdı/kaydetti/ Bu yazma bizim bildiğimiz manada olmayıp sadece ezel ve ebede sahibinin bileceği mahiyettedir.
    Yani kaderlerinde “şunlar birbiriyle evlensin” değil, “şunlar birbiriyle dünya zamanı içinde vakti geldiğine evlenecek” diye yazılmıştır/ kaydedilmiştir. Böyle bir yazı/ kayıt insanı zorlayıcı değildir. Örneğin Rasulullah (sa) Kıyamete yakın çıkacak bir takım  kıyamet alametlerini söylemiştir. Bazılarının çıktığına şahit olduk ve olacağız. Demek ki  Efendimiz aleyhisselam bunlar olacak dedi diye  bu hadiseler olmadı ve olmayacak ; ezeli bir ilim sahibi bunların vakti geldiğinde  olacaklarını  bildiğinden meydana geleceklerini  haber verdi. Allah Teala kulunun dünya hayatında ne yapacağını bilmemesi uluhiyetine yakışmaz ve böyle bir varlık ilah olarak nitelenemez. O’nun ilmi ezeli ve ebedi bütün ilimleri kapsar. Bu nedenle  Allah’ın kişinin evleneceği insanı bilip kaderine onu yazması onun uluhiyetinin delillerinden biridir.

            İnsanlar  3 Sebeble evlenir ;
1) Fıtrattan kaynaklanan sebepler
2) Dini sebebler  (nefsin ve neslin ıslahı )
3) Toplumsal etkenler
Resulullah Efendimiz aleyhisselam’ın buyurduğu şu hadisler bize evlilikte eş seçiminin öneminin  ya da  insanın evleneceği kişiyi  kendi iradesi ile belirlendiğinin en güzel ifadesidir.
 "Kadın, dört şeyi için nikah edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun." (Buharî Nikah 15; Ebu Davud Nikah 2;) buyruğu ile Muhacir sahabilerden birisi ensârdan bir kadınla evlenmek istediğinde Resûlullah’ın ona: “Evlenmek istediğin kişiyi gör, çünkü ensârın gözlerinde bir şey (küçüklük ya da çakırlık) vardır.”  (Müslim Nikâh,74.) Ve  “Biriniz bir kadına talip olursa, şayet imkân bulabilirse hoşuna gidecek ve kendini kadınla evlenmeye çekecek taraflarına baksın.” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 19) hadisleri kişinin evlilikte iradesini kullandığının en güzel kanıtıdır. Yoksa zaten Allah cc ezelde sana takdir etmiştir seçmene gerek yoktur derdi. 
Demekki hem hasletlerine  hem de evlenilecek bayana evlenme maksadı ile belirli sınırlarda bakmanın caiziyeti  gösterir ki eş seçimi  konusunda ilahi bir zorlama  yoktur. Burada mü’min kullara evlilikte tercih sebebleri sunulmuştur. Bayan olsun erkek olsun kişi tercih hakkını kullanır  eğer kullanamasa idi  o zaman “ Allah bu kişiyi benim kaderime yazmış, kaçışı olmadı bu nedenle evlendim” diyebilirdi.

        Evlilikte İlahi Takdirin Rolünün Olduğu Noktalar da Vardır

Evliliklerde  eşlerden birinin kötü olması veya boşanmaların olması  insanların imtihanıdır. Boşanma gene de bir tercihtir yalnız bu noktaya getiren sebepler kişinin elinde olmayan şeylerden dolayı olmuşsa bu takdir-i ilahidir ve imtihandır.
"Ey iman edenler eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da olur. Onlardan sakının. Ama siz affeder, kusurlarını başlarına kakmaz ve suçlarını bağışlarsanız, bilin ki, Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir. Servetleriniz ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Büyük mükafat ise Allah'ın katındadır."(Teğabün, 64/14-15 )
Başka bir imtihan da evlenmek isteyen birinin her türlü şartları müsait olsa da  evlenememesidir veya evlenmek istemeyen birinin  başkaları tarafından zorla evlendirilmesidir. Zorla evlendirilmiş ve kendi iradesini kullanamamış birinin evliliği başkaları eli ile uğradığı bir imtihandır ve  takdir-i ilahidir.   Aslında bütün evlilikler dünya hayatının bir İmtihanıdır. Kimi evlilikler   şükür isterken kimisi ise  sabır ister.
"Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir övünme, bir mal ve evlat çoğaltma yarışıdır."(Kehf, 18/46)
"Eş, çocuk, mal ve komşu, insan için birer imtihan vesileleridir. Oruç, namaz, sadaka (zekat), emri  bi'l-ma'ruf ve nehiy ani'l-münker,  günahları örter; bağışlanmasına sebep olur.” ( Buhârî, Mevâkit, 4; Müslim, Fiten, 9; Tirmizî, Fîten, 71)

     Evlenmek İstiyorum Ama Hep Bir Sorun Çıkıyor
     Evlenmek isteyen ama sürekli bir yerlerde sorun çıkıyor diyen kardeşlerimiz “ Bazen istenilen şey hakta hayırlı olmayabilir. Zira Allah Teala “ …Veyed’u-l-insanu bi-şşerri du’aehu bilḣayr,  ve kane-l-insanu ‘acula. .. İnsan, hayra dua ediyormuşçasına şerre de dua eder  ve insan, pek acelecidir.(İsra , 11) 
    "Belki de sizin hoşlanmadığınız şey, hakkınızda hayırlı olur; hoşlandığınız şey ise sizin için bir şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz."(Bakara, 216) buyurmaktadır.
İşte  kulunun hayatının bütün noktalarında ALLAHın rahmeti, merhameti ve adaleti devreye girer. Muhakkak ki bizi yaratan bizim hayrımıza olan şeyi bizden daha çok bilir ve o istikamete yönlendirir. Dünya hayatında bize olumsuz gibi gözüken şeyler ahretimizi imar eder.  O merhametiyle ya dünya ya ahirete ya da her ikisi için de en hayırlı olacak kararı ve neticeyi bizlere nasip eder.

    Dua Etsem Evleneceğim İnsan Değişir mi veya Dua Etsem İstediğim İnsanla Evlenir Miyim ?

    Kişinin evleneceği insan değişmez. Neden değişmez ? Çünkü ; Kişinin evleneceği insan ezelde bilinip kader planına sokulmuştur. Yani Allah’ın olacağını bildiği bir şey ezelde kaydedilmiş ve zamanı geldiğinde meydana gelecektir  veya  gelmiştir. “Keşke bununla evlenmeseydim de şununla evlenseydim  o zaman daha mutlu olurdum” demek kaderi tenkiddir. Seçim sana aitti ve sen onu seçtiğin için Allah Teala  da onu nasip etti. Bir insan evlenmeden evvel bir çok aday ile görüşebilir . Bu kaderinde olan insanı arayıştır. Doğru insandır, yanlış insandır bu kişinin kendisini alakadar eder.
Allah Teala’nın bunun üzerinde zorlayıcı etkisi yoktur.  Evleneceğiniz kişinin belki bir takım hasletleri duanız neticesinde değişebilir. Ezelde bu evliliklerden olacak çocuklar , nesiller ve rızık belirlenmiş ve paylaştırılmıştır. Bunlar da Külli iradenin adaleti ve payıdır. 
  

"Bir insan bir şey olsun diye dua ederse Allah da onun duasını kabul edecekse bunu ezelde bildiği için öylece yazdırır; burada dua - olmasaydı başka türlü olacak olan- bir sonucu değiştirir, dua olmasaydı A olacaktı, dua edildiği için B oldu; Allah duanın olacağını ve bu sebeple kesin sonucu da bilir; bu sebeple duanın kaderi değiştirmesi göreceli (dua olmasaydı... ihtimaline/şıkkına bağlı) bir değişmedir".

   Bir kızla evlenmek istiyorsunuz; iki kişi arasında evlenmenin gerçekleşebilmesi için birçok şartın gerçekleşmesi gerekir,  bunları eksiksiz olarak gerçekleştirenler evlenirler, eksik yapanlar, eksikli olanlar ise başarılı olamazlar;  Allah Teala bir erkekle bir kızın evlenip evlenmeyeceklerini, gerekli şartları yerine getirip getirmeyeceklerini ezelde bilir ve bunu da yazdırır, eğer olma şartları içinde dua varsa bunu da bilir, bu şart da yerine gelirse evlilik gerçekleşir, dua olmasaydı evlilik olmayacaktı, dua oldu evlilik de oldu; işte bu manada dua sonucu değiştirdi.
Biz kaderimizi bilmiyoruz, ama irademize bağlı işlerde neyin nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz, bir de Allah'ın, irademize bağlı kıldığı işlerde kaderin, bizim isteme ve teşebbüsümüze bağlı bulunduğunu biliyoruz; bu manada kaderimizi biz tayin etmiş gibi oluyoruz, bu şuur içinde davranmalı, yaptığımızdan sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız.

    Kaderimde ne varsa o olur deyip evlilik konusunda dua etmemeli  miyim ?

    Dua bir ubudiyettir, kulluk vazifesidir. Dua eden kişi dua ettiği için olacaklar olmaz. Allah o kişinin   o konu hakkında dua edeceğini bildiği için o kişiye dua ettiği şeyi nasip eder.  Dua bir sebebtir. Sebebler ise birer perdedir. Bazen dua istediğimiz  gibi gerçekleşmeyebilir burada da gene “hayrımıza olan şeyin” nasibimize düşmesi devreye girer. Biz her halukarda dua etmeli,  isteyeceğimizi Allah’tan istemeliyiz. “ Kaderimde varsa zaten olur veya olmaz” diyerek duadan geri duramayız. Çünkü dua  kulun, tevekkülün  ve ömrün kalitesini artırır. Her şey son noktada Allah’ın ezelde  nelerin nasıl olacağını bilip o şekilde yazdırması noktasına dayanır. Bu nedenle dua kazayı değiştirir.
    “Kaderi ancak dua geri çevirir. Ömrü ancak iyilikler arttırır. Kişi ancak işlemiş olduğu günah sebebiyle rızıktan mahrum kalır.”(Müstedrek, 1,492-493; Kenzu'l-Ummâl, II, 62.) hadisindeki kader kelimesinden  ise anlamamız gereken şey ezelde Külli irade tarafından  bilinen şey değil onun kaza olması yani meydana gelmesidir.

    Bir başka hadiste de aynı hakikati Resulullah aleyhisselam şöyle izah eder: "Tedbir ve dikkat etmek Allah'ın takdir ettiği şeye fayda vermez. Ancak dua, inen ve inmeyen musibetlere fayda verir. Bela iner fakat onu dua karşılar ve kıyamete kadar ona karşı durur." (
Hakim 2/294, Kudai no: 859, 860)
    Duânın kaderi engellemesi konusunda Bediüzzaman Hazretleri şöyle der:Cenâb-ı Hakk’ın atâ, kaza, kader namında üç kanunu vardır. Atâ, kaza kanununu bozar, kaza da kader kanunu bozar. Meselâ: Bir şey hakkında verilen karar, kader demektir. O kararın infazı, kaza demektir. O kararı iptal edip hükmü kazadan affetmek, atâ demektir. (Mesnevi Nuriye-184)
Bu konuya misal olarak Yunus aleyhisselam’ın kıssası verilebilir. Onun kavminin küfürlerinden dolayı azaba çarptırılmaları kader, azabın gelmesi kaza, onların yaptıklarından pişman olup nedametle Rabb-i Rahîmlerine yalvarıp yakarmaları, Rablerinin de onların üzerinden azabı kaldırması onlar için atâ idi. Yunus aleyhisselam Rabbinden izin almadan hizmet yerini terk etmesinden dolayı balığın karnına hapsedilme hükmü kader, balığın Onu yutması kaza ve Yunus aleyhisselamın münacatı ise ve Rabbinin onu kederinden kurtarması ve yüz binden fazla ümmetine kavuşması ise atâdır.
    Mehmet Paksu, bu konuda şöyle der; Burada değişen kader değil kazadır. Kader bir şey hakkında verilen karardır, kaza da o şeyin uygulanmasıdır. Bir insan içten, samimi biçimde dua eder, Cenab-ı Hak mükafat olarak o kişinin başına gelecek belayı kaldırır. Burada değişen kader değil kaderin uygulamadan geri çekilmesidir.
Yani ALLAH Teala ezelde senin dua edeceğini bildi ve bu nedenle o dua vesilesiyle olacak şeyler oldu  veya da başına gelecek bir musibeti bu dua vesilesiyle önledi.

    Evliliği önemseyen evlenmek isteyen kardeşlerimiz nasıl bir eş istiyorlarsa bu açıdan dua etmeli Resulullah aleyhisselam’ın tavsiyelerine dikkat ederek dikkatli seçimler yapmalıdır. Allah Teala hakkımızda hayırlı olanları nasip etsin ve dünya hayatında uğrayacağmız muhakkak olan imtihanlarımızı kolay  kılıp kaldıramayacağımız sorumluluklar ve yükler vermesin.
AMİN.

***Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler. 
(Bakara-186)  

Zübeyde Meryem Şakar / ilahiyatçı - Yazar

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSLAM’A GÖRE KAŞ ALMAK , ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK, DÖVME YAPTIRMAK, YAPAY SAÇ VE PERUK TAKMAK, SAÇ EKTİRMEK, DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK, LAZER EPİLASYON YAPTIRMAK, PROTEZ TIRNAK KULLANMAK, ÇATLAKLARI GİDERMEK

Ensest (Aile İçi Sapık) İlişkiler ! Zübeyde Meryem Şakar

HZ. YUSUF (as) EFENDİMİZ VE ZÜLEYHA EVLENDİ Mİ , ZÜLEYHA TEVBE ETTİ Mİ ?