İSMAİL'İNİ KURBAN ETTİN Mİ ?/Zübeyde Meryem Şakar

 Kurban!

Allah’a ( cc) varan yolda maldan candan geçenlerin harcı. Teslimiyetin, bir kutlu kapıya boyun eğmenin çağları aşan remzi. Adem( a.s.) İle başlayan dünya serüveninin Habil –Kabil kardeşlerle yeryüzüne uzanan imtihanı. Kulunun kalbine günde sayısız kez nazâr eden Allah’ın( cc) onun nelerden vazgeçeceğini görmek istemesi. En çok istenilen şeyden, gene el açıp İstenen’in rızası için gözü kırpmadan vazgeçmek ercesine. Rüyalarında kaç kez çağrılır insan bu kutlu kapıya. Kurban olmak, canından vazgeçen yiğitlerin işi. Candan, maldan, makam mansıbdan, evlattan yârdan geçenlerin.

Kurban olmak!

Zekeriya (as) gibi testereyle biçilmek, İbrahim (as)’ın nelerden vazgeçtiğini hissetmek; Yakub’un Yusufunu kuyulara, Yusuf’un ise nefsini zindanlara teslim etmesiydi.

Kurban olmak! Şair derlerken, mecnun, sihirbaz derlerken , yollarına dikenler serilirken , secdede başına pislikler dökülürken, en yakınlarının ciğerleri sökülüp çiğnenirken, refika-ı hayatına iftira atılırken, yurdundan sürülürken yürekten bir “Allah “ demekti.

Ebubekr gibi geride bıraktıklarına Allah ve Resulunu bırakarak feda etmekti her şeyini. Kurban olmak; Osman’ın Kur’an’a bir gül çizmesiydi kanıyla, Hüseyn’in Kerbela’da toprağa.

Ali gibi gözünü kırpmadan en Sevgili’nin yatağına uzanıp da ölümü beklemekti; sakalı başının kanıyla boyanırken cennetleri görmek; Resulullah’ın tebessümünü seyretmekti. Kurban olmak Mus’abcasına Uhud’un bağrına düşerek göstermekti sevdasını çağlar ötesine. Bilal olup kızgın kumlar üstünde “ehad” diye haykırmaktı.

İbrahim bin Ethem gibi daha süt emerken bıraktığı oğlunu Kabe’de görüp bağrına basınca duyduğu "Yâ İbrâhim! Bir kalpte iki sevgi olur mu? Bu dostluğa sığar mı?"nidasıyla "İzzet, ikrâm sâhibi olan Allah'ım! İmdâdıma yetiş! Eğer oğlumun muhabbeti, beni, senin sevginden alıkoyacaksa, ya benim, yâhut da onun canını al, diye duâ etmesi ve oğlunun kucağında can vermesiydi.

Kurban olmak! Aziz Mahmud Hüdayi gibi benliğini ayaklar altına alarak kadılık kaftanıyla ciğer satmaktı sokaklarda. Makamların, mevkilerin O’na nasıl feda edildiğini ilan etmekti aşkla. Nefsini hiçe satmaktı.

Kurban olmak! Çağın yiğitleri gibi, ışık ordusunun süvarileri gibi bir bir ardında bırakarak sevdiklerini dönmek için değil ölmek için gittikleri yerlere nam-ı celil-i Muhammedî’yi duyurmanın hülyasını kurmaktı.Yıllar yılı görememekti büyüdüğü toprakları, sürülmekti vatanından. Kemikleri sızlatan bir acıyla yoğrulmaktı gurbette. Uğruna feda edilmedik hiçbir şey bırakılmayan bir davanın delisi olmak, gözyaşını silmeyi ar saymaktı.

Senin ismail’in ne peki? Canın mı , malın mı , sıhhat afiyetin mi, makamın mı evladın mı, ilmin mi, sevdiklerin mi? İsmail olacak o kadar çok şey var ki değil mi? Sonu kesilmeyen bir hayır olan Kevser bizlere verilmişken iman nuruyla şereflenmişken İsmaillerimizin feda edilmesi nedir ki?

Bil ki İbrahim razı İsmail razı olduktan sonra her neyi kurban edersen Allah (cc) daha güzel surette sana geri getirir. Sen ismail’ini kurban et ki O sana ismail’i bağışladığı gibi

bir de İshak’ı versin. O halde Allah (cc) sana Kevseri bahşetmişken “Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” Bitir şu benliğini. “Ene”den “nahnu” ye “nahnu”den HÜVE”ye bir sefer eyle şimdi. 

ZÜBEYDE MERYEM ŞAKAR

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İSLAM’A GÖRE KAŞ ALMAK , ESTETİK AMELİYAT VE İŞLEMLER YAPTIRMAK, DÖVME YAPTIRMAK, YAPAY SAÇ VE PERUK TAKMAK, SAÇ EKTİRMEK, DİŞ TELİ TAKMAK VEYA DİŞ KAPLATMAK, LAZER EPİLASYON YAPTIRMAK, PROTEZ TIRNAK KULLANMAK, ÇATLAKLARI GİDERMEK

Ensest (Aile İçi Sapık) İlişkiler ! Zübeyde Meryem Şakar

HZ. YUSUF (as) EFENDİMİZ VE ZÜLEYHA EVLENDİ Mİ , ZÜLEYHA TEVBE ETTİ Mİ ?